Herkese uzun bir aradan sonra ve taslaklarda duran ama benim bir
türlü editleyemediğim gecikmiş bir yazıyla merhaba,
Türkiye’nin moda nabzını tutan en prestijli moda
etkinliğimiz Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul'un 13.sezonu 19-22 Mart
tarihleri arasında Zorlu Center Performans Sanatları Merkezinde
gerçekleşti. Ben de bu sezon 4 gün boyunca oradaydım. Her moda haftasında olduğu gibi yine izlediğim defileleri
instagram hikayesi olarak ve gün gün ‘Ne giydim?’ postları olarak kombinlerimi paylaştım.
Bu yazı ile MBFWI 13. Sezonu genel bir değerlendirmeyle tek ve geniş bir
içerikte toplanmış oldum. 2019
sonbahar/kış sezonunun her türlü modasına dair bilgi sahibi olmak istiyorsanız
(renk, kumaş, model aklınıza ne gelirse), hazırladığım defile kolajlarına
dikkatlice göz atmanızı öneriyorum. Bütün
moda severlere keyifli okumalar dilerim.
MBFWI 13. Sezon’a Özel Detaylar…
Mercedes-Benz G-Serisi ve Mercedes-Benz B-Serisi
Mercedes-Benz G-Serisi ve Mercedes-Benz B-Serisi
Her sezon MBFWI kapsamında otomobillerini sergileyen Mercedes-Benz, bu sezon ikonik Mercedes-Benz G-Serisi Zorlu PSM içinde bulunan MBFWI alanında sergiledi. B-Serisi ise, Zorlu PSM girişinde MBFWI davetlilerini karşıladı.
“Kendinden daha fazlasın”
Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul bu sezon
davetlilerini “Kendinden daha fazlasın” sloganı ile karşıladı. Mercedes-Benz Lounge, her zamanki gibi buluşma
ve defile aralarında dinlenme ve ikramlarının tadını çıkarma noktasıydı. Lounge
bu kez herkesin içindeki renkliliği keşfetmeye çağıran kampanyanın ruhunu
yansıtan canlı renklerin coşkusu eşliğinde daha renkli ve daha enerjik bir
ortamda hazırlanmıştı. Lounge’da bulunan ve renk değiştiren özel fotoğraf köşesinde
davetliler hafta boyu eğlenceli fotoğraflar çektiler.
Bioderma
Bioderma, Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul'un resmi cilt bakım sponsoru olarak bir defileden bir diğerine koşan modellerin ciltlerini hızlı makyaj çıkarma gücü ile yoğun makyajdan arındırarak bir sonraki makyaja hazırladı. Benim için de en eğlenceli stanttan biri Bioderma'nınkiydi. Geçen sene Martta yine fashionweekte Bioderma'nın bu standında pembe kapaklı ikonik ürünü Sensibio H2O ile tanışmıştım ve favori cilt temizleyiciyim olmuştu. Bu sene de gelen misafirler stantta bulunan çarkıfeleği döndürerek hediyeler kazanma şansı yakaladılar.
Bioderma, Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul'un resmi cilt bakım sponsoru olarak bir defileden bir diğerine koşan modellerin ciltlerini hızlı makyaj çıkarma gücü ile yoğun makyajdan arındırarak bir sonraki makyaja hazırladı. Benim için de en eğlenceli stanttan biri Bioderma'nınkiydi. Geçen sene Martta yine fashionweekte Bioderma'nın bu standında pembe kapaklı ikonik ürünü Sensibio H2O ile tanışmıştım ve favori cilt temizleyiciyim olmuştu. Bu sene de gelen misafirler stantta bulunan çarkıfeleği döndürerek hediyeler kazanma şansı yakaladılar.
Popsocket
Bu sezonun
en sevdiğim standıydı. Stanta uğrayan misafirler popsocketturkiye yi
instagramdan takip etme ve popsocketli selfie storysi atma koşulu
ile dilediği telefon tutacağına sahip olma şansını yakaladılar. Bende
telefonum için bunu seçtim.
Red Bull
Defile aralarında enerjimizi geri getirmek için Red Bull standı
imdadımıza yetişti.
Alem Dergisi
Alem Dergisi MBFWI boyunca defile sonrası tasarımcılarla ve ünlü
konuklarla röportaj yaptı. Hafta boyunca her gün için günlük MBFWI
gazetesi hazırladılar. Gazetede tasarımcılarla röportajlar, moda
haftası haberleri yer aldı.
İzlediğim Defileler…
MBFWI 13.Sezon kapsamında moda haftasının 4 günü
de Zorlu Center’daydım.
Cele-Brand,
Selen Akyüz & Tuğçe Özocak,
Özlem Erkan,
Çiğdem Akın,
Murat Aytulum,
Exquise,
Önder Özkan,
Miin by Kadir Kılıç defilelerini izleme fırsatı buldum.
1.GÜN
Cele-Brand
Mercedes-Benz Fashion Weekin ilk günü izlediğim
defile Cele-Brand markasına ait ‘Celebration’ adlı
koleksiyonuydu. Dış giyime ait; kürk detaylı paltolar, ceketlerden
oluşan 22 parçalık bir koleksiyondu. Bol bol sarı, gri ve kahverengilerle
karşılaştık. Puantiye, deri detaylar aklımda kalanlardandı. Baş
manken olarak Simge Tertemiz boy gösterdi.
2.GÜN
Karma 1: Selen Akyüz & Tuğçe Özocak
Selen Akyüz ve Tuğçe Özocak (Third) Karma 1 Defilesi ile art arda koleksiyonlarını tanıttı. Önce erkek giyim üzerine tasarımlar yapan Selen Akyüz
"Simulation Theory" adlı geçmişten, günümüzden ve gelecekten izler taşıyan koleksiyonunu izledik. Özgür ruhlu güçlü parçaların
olduğu cesur, dinamik ve çarpıcı bir koleksiyondu. Kalıp, form ve dikim teknikleri
ile 90’lara, styling ve ürün çeşitliği ile günümüze, reflektör, naylon,
ile geleceğe atıfta bulunulmuş. Reebok
Classic işbirliğiyle, 90’lardan günümüze değişen Aztrek modeli başta olmak
üzere ayakkabılarla koleksiyon bütünleştirilmiş. Uzun
elbiseler, dönemi çağrıştıran vatkalar ile elbiseler yeniden
yorumlanmış. Polaroid gözlüklerin de olması
koleksiyonla uyumlu olmuş ve dönemlere güzel atıflar yapılmış.
Selen Akyüz Defilesi |
Tuğçe Özocak, bu yıl 5. yaşını kutlayan Third markasının ‘Yadigar’ adlı koleksiyonunda 15 tasarım sergiledi. Tasarımcı kendi ailesinden yadigar anıları koleksiyonunun ruhuna taşımış. Ayrıca koleksiyonda Türk ressam, Fahrelnisa Zeyd’in hayatından, 1940’lar da ki pozlarından ve son dönem figüratif resimlerinden ilham alınmış. Koleksiyonun ve markanın yeni sürprizi, tasarımcının evde denemeleriyle başlayıp geliştirdiği, mavi ve siyah tonlardaki ‘Home Wash Denim’ modelleriydi. 1940’ların havasını yansıtan hacimli kollar, belde aksanlar ve ikili takımlar koleksiyonun dikkat çeken diğer detaylarındandı. Baa x Third işbirliği ile gerçekleştirilen çantalar ve Elderly Child x Third işbirliği ile aksesuarlar tasarımları koleksiyonu tamamlanmış.
Defile koreografisi Öner Evez imzası taşıyor. Defilenin makyajı Mac, saç tasarımı Loreal tarafından yapılmıştır.
Tuğçe Özocak Defilesi |
Özlem Erkan, ‘Trace’ koleksiyonunda, Karadeniz ve Japon
kadınının ortak özelliklerini bulup ortaya çıkartmış. Karadeniz kadınının giydiği peştamal ile Japon kadınının kimonosunun
kemeri bu benzerliğin iki ayrı eşi olarak kabul edilmiş.
Kadın, hayatın her anına dokunarak iz bırakır evrene; zama denen bu sonsuz yolda. Emekçi, üreten kadının bıraktığı iz/ler ilmek ilmek işler hayatı. Doğurur yeniyi, desen olur, doku olur, büyütür ve yaşatır...her insanın parmak izi eşi benzeri olmayan kimliğidir, tıpkı kendisi... kim bilir bu eşsiz kimliğin bir izi Karadeniz kadınının peştemalinde, bir benzer eşide kıtalar ötesi de kimononun kemerinde...ne de olsa aynı sevgi aynı emek aynı sabır...işte o emekçi kadının dokunuşu bir köprü olur kıtalar ötesine bir dokuyu oluşturan hücreler gibi... Bir taraf "hırçın deniz" diğer taraf "mağrur" ama bir taraf "Çernobil" bir taraf "Hiroşima"...!
Kumaş olarak koleksiyonu yumuşak dokulu yünler ve ipekler oluşturuyordu. Dar kesimli etekler, kısa ve bol kesimli pantolonlar, kruvaze yaka formları ve son olarak da çoklu kemer bağlama tekniği ile formlar sergilendi. Sarı, gri, bordo sık rastladığımız renklerdendi.
Kadın, hayatın her anına dokunarak iz bırakır evrene; zama denen bu sonsuz yolda. Emekçi, üreten kadının bıraktığı iz/ler ilmek ilmek işler hayatı. Doğurur yeniyi, desen olur, doku olur, büyütür ve yaşatır...her insanın parmak izi eşi benzeri olmayan kimliğidir, tıpkı kendisi... kim bilir bu eşsiz kimliğin bir izi Karadeniz kadınının peştemalinde, bir benzer eşide kıtalar ötesi de kimononun kemerinde...ne de olsa aynı sevgi aynı emek aynı sabır...işte o emekçi kadının dokunuşu bir köprü olur kıtalar ötesine bir dokuyu oluşturan hücreler gibi... Bir taraf "hırçın deniz" diğer taraf "mağrur" ama bir taraf "Çernobil" bir taraf "Hiroşima"...!
Kumaş olarak koleksiyonu yumuşak dokulu yünler ve ipekler oluşturuyordu. Dar kesimli etekler, kısa ve bol kesimli pantolonlar, kruvaze yaka formları ve son olarak da çoklu kemer bağlama tekniği ile formlar sergilendi. Sarı, gri, bordo sık rastladığımız renklerdendi.
Özlem Erkan Defilesi |
3.GÜN
Çiğdem Akın
‘Obsidian’ isimli 40 parçadan oluşan koleksiyonda, koleksiyona
adını veren ‘Obsidian’ siyah renkli kristal taştan ilham alınmış. Taş
bizi karanlık tarafımızla yüzleşmeye bırakarak içimizdeki negatif
enerjiyi ortaya çıkarıp yok eder. Bu felsefeden ilham alınarak hazırlanan koleksiyonda
ağırlık olarak siyah renkle karşılaştık.
Ejderha baskıları da dikkat çeken diğer bir detaydı. Mitolojik
tarihin en güçlü figürlerinden olan ejderha iyi ve kötüyü yansıtıyor. Uzak
Doğu’nun bu görkemli yaratığı koleksiyona form olarak da yansıyor. Ejderha
derisinin obsidian kristaline evrilişi kumaş tasarımlarında kendine yer
buluyor.
Koleksiyonda, tül, dantel, organze ve scuba gibi kumaşlar, vücudu
yeniden biçimlendiren ceketler, vücudu saran empirmeler öne çıkıyor.
Koreografsi Ferhan Aral tarafından hazırlanan defilede baş manken
olarak Günay Museyeva’yı gördük.
Makyajı Erkan Uluç yönetimindeki Nars ekibi ve saçlar Harun
Güllüel yönetimindeki Mehmet Tatlı ekibi tarafından yapıldı.
Murat Aytulum
Tarzını hep beğenerek takip ettiğim Murat Aytulum, deriyi
tek başına ve diğer ögelerle (payet olsun, tül olsun, farklı kumaşlar olsun)
birlikte kullanma biçimini çok başarılı bulduğum tasarımcılardan birisi. Her
koleksiyonunda bir tema ve mesaj barındıran Murat Aytulum’un yaklaşık
40 parçadan oluşan ‘Hafıza’ isimli koleksiyonu matematiğin doğada işleyiş biçiminden yola çıkarak,
hafızayı matematiksel güzellik olarak yeniden tanımlamıştır. Koleksiyona
ismini veren Hafıza, aslında temel
olarak tasarımcının okul yıllarında matematiğe olan mesafesinin uzaklığından geliyor.
Matematik hafızasının zayıf olduğunu belirten tasarımcı koleksiyonunu reddediş
ve kabulleniş olarak tanımlıyor. Koleksiyon, Galileo Galilei’nin
“Evrenin kitabı matematik diliyle yazılmıştır.” Cümlesine atıfta bulunarak
koleksiyonda hayatın
her evresinde matematik olduğu vurgulanıyor.
Matematiğin sert, soğuk ve
kusursuzluğu üzerine kurulmuş bir koleksiyon. Deri üzerinde kara tahta efektlerle büyük
sonsuzluğun işareti Pi sayısına göndermeler
yapılmış. Kara tahta efektleri
koleksiyonun sert bölümünü oluşturuyor.
Sprey boya ve el yazıları ile deri üzerine ilk kez çok özel teknikler
kullanılmış. Her birinin el işçiliğiyle yapılmış olması da koleksiyonun ne
kadar özel parçalardan oluştuğunu gösteriyor.
Deri ceket, deri pantolonları sık sık
gördük. Yine en çok deriler, metal
ve tüy detaylar göze çarpmaktaydı. Siyah ve beyaz renklerin ağırlıkta olmasının yanı
sıra pudra ve rose goldla da karşılaştık. Evrenin matematiksel formüllerine,
taş işlemeler, evreni temsil eden yıldızlar ve çiçekler kullanılmış.
4.GÜN
Exquise
‘Golden Rhapsody’ isimli koleksiyonda 70’lerin başkaldırıcı
ve doğaya düşkün ruhu ile 80’lerin pop kültürü ve aşırılığından ilham
alınarak hazırlanmış ve adeta iki dönemin fragmanı niteliğinde bir
koleksiyon olmuş.
Neon pembeler, neon sarılar, kırmızılar
ağırlıktaydı. Payetli, parlak kumaşlar, kürk
dokular, dolgu montlar, el
işlemeli ve piliseli detaylar, metal tokalı kemerler, güçlü ve büyük
omuzlu oversize üstler ile ispanyol paça ve baggy yüksek bel pantolonları
fazlaca gördük.
Müziğin ve eğlencenin ön planda olduğu bu dönemlerden ilham
alan koleksiyonun defile kapanışında runway dans pistine dönüştü. Çalan
müzikle dans eden mankenlerin enerjik halleri
ve dansları çok eğlenceliydi. Tasarım direktörlüğünü Ebru Atılgan’a
ve koreografisi Öner Evez’e aitti.
Önder Özkan
‘Eklektik
Oyunlar’ isimli koleksiyonda bol bol triko tasarımlar gördük. Çağdaş Türk Resimlerinden ilham alan ve etkinliğin tek
triko tasarımcısı koleksiyonunu, kendi tasarladığı triko aksesuarlar ile tamamlayarak
bütünlük sağlamış. 70'lerin desen ve kesimleriyle pastel renkler birleştirilmiş.
Trikoya uyguladığı yenilikçi doku oyunlarıyla sokak giyimine alternatif
triko ile daha modern bir imaj çizmek amaçlanmış.
‘Moon’ isimli koleksiyonu kendine özgü, alışılmadık fakat
akılda kalıcı bir tarzı olan hem kadın hem de erkek karma bir koleksiyon
defilesi izledik. Koleksiyonunda ay ve medcezirden ilham alan tasarımcı, “İzlediğim bir ay belgeseli ve
gelgitlerim arasındaki kuvvetli etkileşim, ayın kendisine odaklanmama ve
kendimi izlememe sebep oldu… Ayın bu halleri, yıllardır derinleşen daire
obsesyonum ile birleşti” diyerek koleksiyonunun ana hatlarını ve grafiklerdeki
geometrinin altında yatan sebebi açıklıyor. Siyah, kırmızı ve beyaz
renkler ağırlıktaydı.
Bana gelirsek…
Eğer beni instagram‘dan takip ediyorsanız kombin fotoğraflarımdan bazılarını mutlaka orada da görmüşsünüzdür. Gün gün kombin detayları ise şöyle;
1.gün
Çizgili ve puantiyeli mix desen elbise: Seçil Store
1.gün
Çizgili ve puantiyeli mix desen elbise: Seçil Store
Ayakkabı: instagram: mypoppishoes
2.gün
Payetli midi boy etek: instagram: bydilekozkan
Beyaz boğazlı kazak: instagram: aksesuarlove /Dilvin
Ayakkabı: Adidas
2.gün
Payetli midi boy etek: instagram: bydilekozkan
Beyaz boğazlı kazak: instagram: aksesuarlove /Dilvin
Ayakkabı: Adidas
3.gün
Siyah taş detaylı tunik: Seçil Store
Deri tayt: Pierre Cardin
Siyah taş detaylı tunik: Seçil Store
Deri tayt: Pierre Cardin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren yorumlar yasaktır. Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.